İlhan Ahmet, Batı Trakya’da azınlık oylarıyla seçilmiş PASOK Milletvekili.
Kathimerini’ye verdiği son röportajda, Türkiye’yi Rusya’ya benzetti İlhan Ahmet.
Nasıl Rusya, Rusça konuşanlara baskı gerekçesiyle Ukrayna’yı işgal ettiyse, Türkiye’nin de Batı Trakya’yı işgal edebileceğini iddia etti.
Üstelik bu iddiasını sadece gazetede değil, Avrupa Birliği’nin azınlıklarla ilgili bir toplantısında da dile getirdiğini anlattı gururla.
Bu milletvekiliyle ilgili üçüncü yazım bu.
İlk iki yazımdan sonra, beni bulabildiği her yere şikayet etmişti.
Basın Konseyi oy birliğiyle şikayetinin haksız olduğuna karar verdi.
Bu adamın tek destek bulabildiği yer, bir partinin kontenjanından kamu görevi yaptığı için kullanmaması gereken sıfatları kullanan birisi oldu.
Komiktir, o tek kişinin desteğini de “Türk medyasının en yetkili kurumu” olarak ilan etti, bunun üzerine İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, Türkiye’de İlhan Ahmet’in lanse ettiği gibi bir kurum olmadığını, söz konusu yazının sadece bir kişinin şahsi fikri olduğunu duyurmak zorunda kaldı.
***
Sonuçta yalan yarıştırılabilir birisi değil benim için İlhan Ahmet ve o yüzden sözlerini tırnak içerisinde alıyorum buraya:
“Türkiye ekonomik, sosyal ve siyasi durumun düzelmemesini istiyor, böylece elinde bir silah tutuyor ve uluslararası forumlarda AB’ye, Türk azınlığın Yunanistan tarafından baskı altına alındığını söylüyor. Yarın öbür gün, askeri de olsa müdahale yapmak için bahane arıyor. Bunu Ukrayna’da Rusya ile yaşamadık mı? Rusya, Ukrayna’da Rusça konuşanların baskı altına alındığını ve askeri olarak işgal edildiğini söylememiş miydi? Geçenlerde bir AB etkinliğinde Avrupa’daki azınlıkların rolü üzerine konuştum ve orada şöyle dedim: Eğer diğer devletin bir anlatısı olmasına izin verirsek, işgal edebilir.”
Bu çirkin iddianın gereğini artık Dışişleri Bakanlığı yapar diye düşünüyorum.
İlhan Ahmet gibi Türk-Yunan barış ortamını zehirleyen, Türkiye’nin başka ülkelerin toprağında gözü varmış gibi açıklamalar yapan, Ankara’nın Batı Trakya’daki azınlığın haklarını bilerek savunmadığını iddia eden birisi Türkiye sınırlarından içeri girememeli…
Miçotakis ve Erdoğan
***
Savaş silahlarla yapılır ama barışı ancak cesurlar yapabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in başlattığı bu yeni süreç kolay olmayacak elbette.
Daha anlaşamadığımız konuların sayısında bile anlaşamıyoruz ama ortaya konulan bir irade var.
Bu irade ve barış arayışından rahatsız olanların, siyasi ya da kişisel menfaatleri nedeniyle savaş çığırtkanlığı yaptıklarını biliyoruz ve bunu da görüyoruz.
Bu yazacağım bir yorum değil kesin bilgi:
Türkiye ne Yunanistan ne de başka bir komşusunun topraklarını işgal edip, yüzölçümünü büyütme derdinde olmadı hiç.
O yüzden bu tür abartılı yorumlara, kaynaksız suçlamalara kimse kulak asmamalı.
Türk halkı Yunan halkını düşman olarak görmediği için bayramda 20 bin kişi Yunan adalarına akın edecek.
Barış için en önemli sermayemiz de bu sanırım.
***
Milliyet Gazetesi’nin tarihsel misyonuna uygun olarak bu barış arayışlarında üzerimize düşeni yapmaya devam ediyoruz.
Kathimerini ve Milliyet gazetelerinin spor müdürleri, Fenerbahçe-Olympiakos maçları öncesinde karşılıklı yazı değiştirecek.
Tarihi tam kesin değil ama Mayıs ortasında, kuvvetle muhtemel 11-14 Mayıs tarihinde Başbakan Miçotakis, Türkiye’de olacak.
O gezi öncesinde de Kathimerini Genel Yayın Yönetmeni sevgili Aleksis Milliyet’te, ben de Kathimerini’de yazacağım yine.
Belki bir anda değil ama zaman içerisinde göreceğiz ki, Ege’de sağlanacak barışın kaybedeni olmayacak…