Elazığ’da 3 yıl önce meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremde 37, Malatya’da ise 4 olmak üzere 41 kişi hayatını kaybetti.
Depremde merkeze bağlı Mustafapaşa Mahallesi’nde bulunan Kalay Apartmanı çöktü; Azize Çelik, eşi Cengiz, oğulları Muhammet Faruk ve Ahmet enkaz altında kaldı.
Azize Çelik, bir sağlıkçı ile enkaz altındayken telefonla görüştü.
Gerçek kahraman itfaiye eri
Depremzede kadın, ailesiyle birlikte birçok kişinin kurtarılmasına vesile olarak depremin simgesi haline geldi.
Herkes Azize’nin konuştuğu sağlıkçıyı ekranlardan görürken, asıl gizli kahramanın ise Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü’nde görevli Ömer İpek olduğu ortaya çıktı.
Herkesin “çık” dediği itfaiyeci “ben senin elini bırakmam” dedi
İpek’in, Azize’yi kurtarmaya çalıştığı anda enkaz altında artçı depremlere yakalandığı ve herkesin çık demesine rağmen “Yok ablam, ben senin elini tuttum hiç bırakmam” dediği öğrenildi.
Azize, kendisi için canını hiçe sayan ve “O benim gizli kahramanım” dediği İpek ile 24 Ocak depreminin yıl dönümünde cep telefonu üzerinden görüntülü konuştu.
Görüşme sırasında duygusal anlar yaşandı.
“Toz geliyordu, oksijenim azalıyordu”
Yaşadıklarını anlatan Azize Çelik, “Yerin altında ‘Allah’ım önce benim canımı al, çocuklarım kurtulsun’ diye dua ediyordum. Ben onlar kurtulduğu için dua ettim. Rabbim bir daha yaşatmasın. Yerin altından çıkamayacağımızı düşündüm. Ama Allah’ın hikmeti çıktık. Enkazı yukarıdan kaldırdıkça toz geliyordu ve oksijenim azalıyordu.
Oğlu yerini tarif etti
Astım hastasıyım, nefes alamıyordum. 112 kardeşim bağladı ve konuştuk. ‘Hakkınız helal edin’ dedim. Sessizce konuşuyordum ki, çocuklarım duymasın. Ben bittim dedim, ikimiz de ağladık. Oğlum, ‘Anneme gidin siz, annemin sesi yok’ dedi. Ömer Ağabey, ‘annen nerde?’ diye sordu ve oğlum tarif etti.” dedi.
“Yukarı çık” diye bağırıyorlardı
Ömer’in yanına geldiğini ve konuştuklarını dile getiren Çelik, “Buradayım dedim. Telefonumun ışığını açtım. Küçücük delikten beni gördü. Hemen duvarı kazmaya başladı. ‘Elini uzat’ dedi ve tuttu. ‘Tamam abla, ben seni hiç bırakmayacağım’ dedi. O sırada bir deprem daha oldu. ‘Ömer Ağabey yukarı çık’ diye bağırıyorlardı. Ben de, ‘Ağabey sen çık ben enkazda kaldım, senin de çocukların vardır. Olan bana olmuş, sen çık dedim.
“Biz oradan nasıl sağ çıktık anlamadım”
O da, ‘Yok ablam ben senin elini tuttum hiç bırakmam’ dedi. Orayı deldi ve ben ‘küçük çıkamam’ dedim. ‘Ellerini ver, ben çekerim’ dedi. O an Ömer Ağabey beni kurtardı. Bir gökyüzüne baktım bir döndüm evimize baktım. Ev yok. Tüm apartmanlar duruyor ama bizim ev yok. Biz oradan nasıl sağ çıktık, hiç anlamadım. Derin bir nefes aldım ve gökyüzüne baktım. O bizim gizli kahramanlarımızdan biri.” diye konuştu.
Kötü anılarla güzel dostluklar
Azize Çelik’in eşi Cengiz Çelik ise “Hatırlamak istemediğim bir tarih. Kötü anılarla, dostluklar edinmiş olduk. Erzurum AFAD’dan Metin Ağabey ile görüştüm. Bu tarihlerde onlar veya biz arıyoruz. Birbirimizi yad ediyoruz. Tüm ekipler canla başla ulaşmak için çalıştılar. Metin Bey parmak girecek kadar bir delikten parmağını uzattı.
Milim milim delik açtılar
‘Artık kurtulduk’ umudu doğdu. Çünkü bir insanın eline dokunuyorsun ve oksijen geliyor. Onlar milim milim delik açtılar. İlk ben çıktım ve sırasıyla çocuklarım çıktı. Eşim farklı yerdeydi. Onu da Ankara’dan Ömer Bey kurtardı. ‘Seni çıkarmadan çıkmam’ demiş ve o esnada deprem olmuş. Eşimin kurtulmasında bir numara insandır.” şeklinde konuştu.