Derleyen: Can Şişman / Milliyet.com.tr – ABD’nin Arizona eyaletinde yaşayan Redmond ailesi için önemli bir geceydi. Yalnızca yeni bir yıla adım atmanın mutluluğunu değil aynı zamanda yakın dostları ve iş ortaklarını bir arada görecek olmanın heyecanını da yaşıyorlardı. William Pat Redmond, eşi Marilyn Redmond ve onun 70 yaşındaki annesi Helen Phelps ile birlikte 1980’in yılbaşı gecesi hazırlıklarına sabahın erken saatlerinde başlamıştı.
Bir yandan kendi aralarında espriler yapıyorlar, diğer yandan ise yemekleri yetiştirmek için telaşla zamana karşı yarışıyorlardı. Ancak aslında yolunda gitmeyen bir şeyler vardı ve saatlerdir evin mutfağında yemekler pişiren üçlü, kendilerine adım adım yaklaşan tehlikenin farkında değillerdi.
KENDİLERİNE SÜRPRİZ YAPILDIĞINI ZANNETTİLER
Saat akşam 19.45’i gösteriyordu. Verna Kelly ve kocası Floyd Kelly, kendilerini yılbaşı yemeğine çağıran Redmond’ların evine varan ilk misafirler olmuştu. Kapıyı çaldılar ancak cevap veren olmadı. Perdeler kapalıydı. Yanlarında bir şişe alkollü bir içecek ve çikolatalı turta getirmişlerdi. Redmond’ların evi lüks evlerin bulunduğu sakin bir Kuzey Phoenix mahallesindeki çıkmaz sokaktaydı. Etrafa bakınan Kelly ve kocası çevrede kimseyi göremedi. Şaşkındılar. Kendilerini yılbaşı yemeğine çağıran Redmond’lardan en ufak bir iz yoktu.
Bir süre kendilerine sürpriz yapıldığını zannedip evin önünde beklemeye başladılar. Ancak dakikalar geçmesine rağmen ne gelen vardı ne de giden. Verna Kelly ve kocası giderek meraklanmaya başlamıştı. İkili bir süre düşünüp konuştuktan sonra zorla evin içine girmeye karar verdiler. Kapıyı kırıp içeri giren ikili, ışıkları yaktıklarında şahit oldukları korkunç manzara karşısında hayatlarının en büyük şokunu yaşadı.
YATAK ODASINA GİRDİĞİNDE GÖZLERİNE İNANAMADI
47 yaşındaki Marilyn Redmond, evin girişinde yerde yatıyordu. Elleri ve ağzı bantlanan kadın kıpırtısız bir haldeydi. Kafatasından giren kurşun çenesinden çıkmıştı. Vücudundan akan kanlar yerdeki halıya bulaşmış, talihsiz kadın adeta ölüme terk edilmiş bir haldeydi. Arkadaşını korkunç bir halde gören Verna Kelly çığlıklar içinde Marilyn Redmond’ın ağzındaki bantı sökmeye çalışırken kocası Floyd Kelly ise evin diğer odalarını gezmeye başladı. Yatak odasına giren adam çok daha korkunç bir görüntüyle karşılaştı.
Yatağın üzerinde gördükleri karşısında şoke olan Floyd Kelly gördüklerine inanamıyordu. Marilyn Redmond’un 70 yaşındaki annesi Helen Phelps ve Marilyn’in kocası Pat Redmond’ın cansız bedenleri yatağın üzerinde kanlar içindeydi. Her ikisi de acımasızca başlarından vurulmuş, hatta Pat Redmond’ın boynu vahşice kesilmişti. Dehşet içinde kalan Kelly’ler yaşadıkları şok nedeniyle bir süre ne yapacaklarını bilemez halde evde sakince oturduktan sonra durumu polise bildirdi. Polis, kısa zaman içinde yaşanan dehşetin sebeplerine dair önemli ipuçları yakalayacaktı.
‘ÜÇ SİYAHİ ADAM BİZE DOĞRU YAKLAŞMAYA BAŞLADI’
Olay yerine sağlık ekipleri tarafından hızlıca hastaneye kaldırılan Marilyn Redmond ancak günler sonra kendine gelebildi. Kocası ve annesi vahşice öldürülmüş, o ise hayatta kalmayı başarmıştı. Gücünü toplar toplamaz polis memurlarının sorularını yanıtlayan Marilyn Redmond, yılbaşı akşamı evde yaşanan korkunç olayı şöyle anlattı: “Üç siyahi adam evden içeri girdi ve bir anda bize doğru yaklaşmaya başladı.”
Araştırmalarını sürdüren polis, Redmond’ın ifadesi üzerine o günlerde suça karışan siyahi erkekleri teker teker gözaltına aldı ve sorgulamaya başladı. Redmond’ın bahsettiği üç adam çok geçmeden tespit edildi. Bu kişiler Chicago çetesi üyeleri olan William Bracy ve Murray Hooper ile eski bir Phoenix polis memuru olan Edward McCall’du. Üç kişiyi de birinci dereceden cinayetle suçlayan polisin yaptığı araştırmalar işin başka bir boyutunu daha ortaya çıkardı.
KOMPLO, KİRALIK KATİLLER VE ÇİFTE CİNAYET
Yapılan araştırmalar sonucunda William Redmond ve eşinin annesinin ölümünün ardında korkunç bir gerçek ortaya çıktı. Tempe ilçesinde yaşayan Arizonalı iş insanı Robert Charles Cruz’un, öldürülen William Redmond ve Ron Lukezic’in şirketini bir komplo kurarak almaya çalıştığı, Lukezic’in eşinin de Cruz’a yardım ettiği, Redmond’ların öldürülmesi için üç kiralık katil tutulduğu ortaya çıktı. Bu üç kiralık katil Bracy, Hooper ve McCall’du. Yaşananlar kısa zaman içinde basına sızınca cinayetin sebebi birçok Arizonalıyı dehşete düşürdü. Açılan davalarda her üç kiralık katil kısa zaman içinde ölüm cezasına çarptırıldı.
İş insanı Robert Charles Cruz, yıllar süren davada ancak 1988 yılında suçlu bulundu fakat karar 1995 yılında bozuldu ve 14 yıldan fazla bir süre parmaklıklar ardında kaldıktan sonra 2005 yılında serbest kaldı. Cruz’a yardım etmekle suçlanan William Redmond’ın ortağı Ron Lukezic’in eşi Joyce Lukezic ise 1981 yılında cinayetlerdeki rolü nedeniyle mahkum edilse de 1985 yılında beraat etti. Üç kiralık katilden Chicago çetesi üyesi William Bracy ve eski polis memuru Edward McCall, aldıkları ölüm cezasına rağmen idam edilmeden önce parmaklıklar ardında öldü. Geriye korkunç cinayetle ilgili hüküm giyen ve ölüm cezası alan tek bir isim kalmıştı, o da diğer Chicago çetesi üyesi olan Murray Hooper‘dı.
YARIM ASIRDIR SADECE ‘BEN MASUMUM’ DEDİ
76 yaşındaki Murray Hooper, aldığı ölüm cezasından sonra yıllarca idam edilmeyi bekledi. Hücresinde geçirdiği uzun yıllar boyunca en ufak bir kelime söylemedi, tek bir yazı yazmadı. Daha önce pek çok kez avukatı aracılığıyla haksız yere mahkum edildiğini iddia ederek davasının yeniden görülmesini talep etti. Ancak Hooper ve avukatının talebi mahkeme tarafından hiçbir zaman kabul edilmedi. Neredeyse yarım asırdır parmaklıklar ardında olan Hooper’ın bugüne kadar ağzından çıkan tek şey “Ben masumum” cümlesiydi.
Geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamada Hooper’ın idamının gerçekleşeceği duyuruldu. Çifte cinayetten ötürü diğer iki kiralık katille birlikte hüküm giyen Hooper’ın önümüzdeki günlerde, olayın üzerinden tam 42 yıl geçtikten sonra zehirli iğne ile idam edileceği açıkladı. Hooper’ın idamıyla birlikte yıllardır hafızalardan silinmeyen vahşi çifte cinayetten hüküm giyen tüm isimler artık yaşamıyor olacak.