Kendine sarılmanın önemi pek çok uzman tarafından sıklıkla gündeme getiriliyor. Öz şefkatin en önemli ve etkili yöntemlerinden olan kendine sarılma, özellikle yalnız yaşayan kimseler tarafından kolaylıkla uygulanabiliyor. Mutluluk hormonu ve sağlık için sarılma eylemini gerçekleştirmenin öneminin oldukça büyük olduğu biliniyor. Öyle ki, dünyada 21 Ocak günü Dünya Sarılma veya Kucaklaşma Günü olarak kutlanıyor. Dünya Sarılma veya Kucaklaşma Günü, ilk olarak ise 21 Ocak 1986 tarihinde Michigan’da kutlanmış.
Kendine sarılmanın faydaları şaşırtıyor!
Aslında kolay ve önemsiz bir eylem gibi gözüken sarılma eylemi, düşündüğünüzden çok daha fazla rahatlama sağlayabiliyor. Sarılmak eşiniz, arkadaşınız ya da çocuğunuz gibi önemsediğiniz birine daha yakın hissetmenize yardımcı olduğu gibi diğer insanların sizi önemsediğini hissetmenizi sağlayarak mutluluk ve tatmin duygularını da artırabiliyor.
Ancak koşullar gereği sevdiklerinizden uzak kaldığınızda fiziksel şefkat açısından oldukça çaresiz hissedebilirsiniz. Bu gibi durumlarda, çevrenizde sarılacak herhangi kimse de yoksa kendinize sarılmak harika bir uygulama olacaktır.
Fiziksel temastan yoksun olmak kötü etki bırakıyor
Fiziksel temas ve dokunma insanlar için temel bir ihtiyaç olarak bilinmekte, bu sebeple kesinlikle normal kabul edilmektedir. Özellikle normalden daha uzun bir süre fiziksel temas ya da dokunma olmadan yaşamak, duygusal sağlığınız üzerinde oldukça büyükçe bir etkiye sebep olabilmektedir.
Bu sebeple en yakınınızla ve en sevdiklerinizle sarılmak, oldukça hızlı bir şekilde daha iyi hissetmenize ve mutluluk hormonlarınızdaki artışa destek olacaktır.
Araştırmalar doğruluyor: Kendinize sarılın!
Ancak yanınıza kimse yoksa, kendinize sarılmak doğru bir tercih olacaktır. Kendine sarılmak kulağa garip gelse de öz şefkat ve ağrıyı hafiflettiği yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Ağrıyı hafifletmeye yardımcı oluyor
2011 senesinde yapılan bir araştırmaya göre, kendinize sarılmak ağrıyı azaltmaya büyük oranda destek olabiliyor. 2015 senesinde yapılan başka bir araştırma da, yatıştırıcı bir dokunuşla salınan oksitosin hormonunun ağrının giderilmesinde rol oynayabileceğini öne sürmüştür. Oksitosin salınımı, ağrıyı doğrudan gidermeye yardımcı olabilmektedir.
Endişe ve korku duygularını da azaltıyor
Sarılma yoluyla elde edilebilen bu hormon ayrıca endişe ve korku duygularını azaltarak dolaylı yoldan ağrıya duyarlılığı da azaltabilmektedir. Bu araştırmalara bakarak, yaralanan bir kimsenin sevdiklerine sarılmasıyla acısının azalabileceğini söyleyebilmek mümkündür. Ayrıca doğumda eşi ve sevdiklerinin yanında olduğunu, onu beklediklerini bilen bir kadının daha az ağrılı bir doğum geçirdiği de söylenebilir.