5 Haziran Dünya Etraf Günü’nde Bursa Etraf Platformu, Uludağ Sarıalan Ulusal Parkı Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Çevreciler, Kültür ve Turizm Bakanı tarafından basına duyurulan ‘Uludağ Alan Başkanlığı’ kanun tasarısına karşı çıktı.
Bursa Etraf Platformu, Uludağ Sarıalan Ulusal Parkı Müdürlüğü önünde yaptığı basın açıklamasında, 5 Haziran Dünya Etraf Günü’nün artık kutlanacak bir gün olmadığını vurguladı.
“BURSA’NIN TARIMI, HAVASI, SUYU KİRLETİLMEYE SÜRATLE YOK EDİLMEYE BAŞLANDI”
Uludağ Sarıalan Ulusal Parkı Müdürlüğü önünde ‘Uludağ Ulusal Parkı’ında Alan Başkanlığı istemiyoruz’ pankartı açan Bursa Etraf Platformu, “Ülkemizde son 20 yıldır tarım alanlarımıza, sularımıza, ormanlarımıza kısaca ömür alanlarımıza şirket-yönetim işbirliği ile acımasız, kanunsuz ve kuralsız bir yok ediş arttı. Yaşadığımız kent Bursa bundan 30 yıl evvel ‘Yeşil Bursa’ ismiyle anılırdı. Ancak gitgide artan ve teşvik edilen nüfus yoğunluğunun getirdiği denetimsiz çarpık kentleşme, kaçak ve yasal endüstrileşme betonlaşmayı arttırmış, Bursa’nın tarımı, havası ve suyu kirletilmeye ve süratle yok olmaya başlamıştır. Artık Bursa havası en kirli kentlerden biri ve kent merkezinden geçen dereleri fabrikaların deşarj ettiği kimyasal atık halinde akıyor. Verimli Bursa ovalarındaki tarım alanları süratle betonlaşıyor” açıklamasında bulundu.
SU VE BESİN KRİZİ UYARISI
Bursalı çevreciler, açıklamanın devamında şu tabirlere yer verdi;
* “Bu bu türlü devam ederse, önümüzdeki birkaç yıl içinde besin ve su krizi yaşamamız kaçınılmaz görünüyor. Suyuyla ve havasıyla Bursa’yı besleyen; Bursa’nın hayat kaynağı Uludağ dereleri ise; Oteller Bölgesi’nden ve öteki tesislerden gelen evsel ve kimyasal atıklarla daha kaynağında kirletiliyor. Pak akan su kaynakları ise,su daha toprağa düşmeden kaynağından borularla mahallî idare ve su şirketlerin kurduğu su fabrikalarının depolarına ve kasalarına akıyor. Su kenti Bursa süratle kuraklığa itiliyor.”
“ULUDAĞ ULUSAL PARK OLMAKTAN ÇIKARILACAKTIR”
Uludağ için hazırlığı süren ve çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanı tarafından basına duyurulan ‘Uludağ Alan Başkanlığı’ kanun tasarısına da değinen çevreciler, açıklamasında şu değerlendirmeyi yaptı:
* “TBMM’ye getirilip kabul edilmesi gerçekleşirse, Uludağ Ulusal Parkı’ndaki yapılaşma ve insan baskısı artacak; evvel Uludağ’ı, akabinde Bursa’yı yok oluşa götürecek bir süreç başlayacaktır. Bu yasanın yürürlüğe girmesinden kısa bir müddet sonra Uludağ Ulusal Park olmaktan çıkarılacaktır. Bu bir öngörü değildir… Ülkemizde Alan Başkanlığı uygulamasındaki en değerli örnek bunu açıkça ortaya koymaktadır. 2019 yılında Kapadokya’da kurulan Alan Başkanlığı ile birlikte, bölge turizm sermayesinin insafına bırakılmış ve Göreme Ulusal Parkı, 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle ulusal park statüsünden çıkarılmıştır.
“ULUDAĞ’DAKİ TALANA DUR DEMEK İÇİN 20’YE YAKIN DAVA AÇILDI”
* Turizm, bir cins yeri tüketme biçimidir. Yalnızca ekonomik boyuta odaklanarak, doğal ve kültürel varlıkların sürdürülebilirliği göz arkası edilir. Bu bedellere onarılması imkânsız ziyanlar verilir. Alan başkanlığı ile birlikte oteller bölgesinde yatak kapasiteleri artacak, daima inşa edilen yeni oteller, macera parkları, restoranlar üzere yapılaşma süratiyle inanılmaz insan yoğunluğu yaratılacaktır.
* Alan Başkanlığı yürürlüğe girerse, idare kurulu; Belediye, Turizm Bakanlığı, Turizmciler, otel yöneticileri, Valilik, Ulusal Park Müdürlüğü’nden birer temsilciden oluşacaktır. Ulusal Park Müdürlüğü’nün sorumluluğu ve yetkisi fonksiyonsuz kalacaktır. Ulusal parkı savunması gereken paydaşlar siyasi baskıya açık halde vazifelerini yapamayacaktır.
* Bu yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren ulusal park yasası geçersiz ve fonksiyonsuz duruma getirilecek ve Uludağ turizm sermayesinin insafına bırakılacaktır. Şimdiye kadar Bursa Barosu, TMMOB ve DOĞADER’in, Uludağ’daki yapılaşma ve talana karşı açtığı yirmiye yakın dava bulunmaktadır ve hala devam eden davalarımız vardır.”
“O KANUNLA YAPILAŞMA VE TALAN ARTACAK”
Yer üstü su kaynaklarıyla 4 milyona yaklaşan Bursa halkına içme suyu sağlayan iki büyük barajı (Nilüfer ve Doğancı’yı), dereleri, Bursa ovasına inen yeraltı sularının Uludağ’dan beslendiğini hatırlatan çevreciler, “İşte bu yüzden Uludağ Ulusal Park’tır ve Ulusal Park olarak kalmalıdır. Alan Başkanlığı yasası ile yapılaşma ve talan artacak, Uludağ ormanlarının, su kaynaklarının, endemik bitki çeşitliliğinin yok oluşu hızlanacak ve gelecekte Uludağ eteklerindeki yerleşim yerlerinden başlayarak Bursa’yı da yok edecektir. Bunun içindir ki, Uludağ siyasetin ve sermayenin talanına ve insafına bırakılamaz” tabirlerine yer verdi.